Yüzünde Gölge Olmayan Lider: Aliya İzzetbegoviç

  • Anasayda
  • Yüzünde Gölge Olmayan Lider: Aliya İzzetbegoviç
Image
  • 23 Şubat

Aliya İzzetbegoviç, 8 Ağustos 1925 yılında Bosna Hersek'in Şamats kasabasında dünyaya gelmiştir. Dedesi askerliğini İstanbul'da yapmış ve askerliğini yaptığı sırada Üsküdarlı bir Türk kızıyla evlenmiştir. Babası biraz Türkçe anlamakla beraber annesi hiç Türkçe bilmemektedir.

Saraybosna'da büyüyen Aliya, dönemin ünlü erkek lisesinde eğitim almıştır. Okul yılları Aliya için ideolojilerinin şekillendiği yıllardır. Komünizm zaman zaman zihnini sarssa da inancını yıkamamıştır. 18-19 yaşlarında ders kitaplarından uzaklaşarak Avrupa felsefesine yönelmiştir. Berson'un "Yaratıcı Evrim"i Kant'ın "Saf Aklın Eleştirisi" gibi eserler fikir dünyasını etkilemiştir.

Aliya eğitim hayatına devam ederken dünyanın kan içinde olduğu II. Dünya Savaşı devam etmekteydi. Bu döneme ithafen Aliya, "1941'deki büyük kıtlığı hatırlıyorum. Evde tok olduğumuz zamanlar aç olduğumuz zamanlardan daha azdı," demiştir.

1943'de liseden mezun olan Aliya'nın, Nazi yanlısı rejimin uygulamasıyla, askere gitmesi zorunlu tutulmuştur. 1944 yılı boyunca evde saklanarak askere gitmekten kurtulmuş ve daha sonra kaçarak "Genç Müslümanlar Grubu"yla irtibata geçmiştir. "Genç Müslümanlar olarak bilinen grupla ilk kez Yugoslavya'nın düşmesinden birkaç ay önce temasa geçtim. Bunların çoğu Zagreb ve Belgrat Üniversitelerinde okuyan öğrencilerdi; onlarla birlikte Saraybosna'daki birinci ve ikinci liselerden bazı öğrenciler de vardı." ifadeleriyle grupla tanışma sürecinden bahsetmiştir.

Genç Müslümanlar Grubu, dönemin rejimine karşı açıkça karşı çıkmıştır fakat "karşılıklı saldırmazlık" politikası sayesinde çok büyük sorunlar yaşamamıştır. II. Dünya Savaşı sonrasında komünist rejimin gelmesiyle beraber bu durum tam tersi bir hal alacaktır. Şiddet ve tutuklamalar başlamış, ilk olarak 1 Mart 1946’da gruptan Aliya İzzetbegoviç de dahil 14 kişi 3 yıl hapse mahkum edilmek üzere tutuklanmıştır.

1949' da hapisten çıkan Aliya; Fenni Ziraat Mektebi’ne, ardından 1954’te Hukuk Fakültesine kaydolmuştur. Bu süreçte Genç Müslümanlar Grubu'na tekrar katılmıştır. 1956 yılında hukuk fakültesini bitirmiş ve bir inşaat firmasında yönetici olmuştur. Bu yıllarda kalemini kuvvetlendirmek üzere çalışan Aliya, pek çok eseri yayımlanamasa da, kendini fazlasıyla geliştirmiştir. "İslam Deklarasyonu" kitabı çok büyük etkiler yaratmıştır.

Aliya, 1983 yılında fikirleri yüzünden tekrardan hapse atılmıştır. Bu tarihten bir yıl sonra 20 yaşındayken kaleme aldığı "Doğu ve Batı Arasında İslam" eseri yayınlanmıştır. Bu eserde Müslümanların hem mağlubiyet hem de galibiyet zamanlarında İslam'ı anlatmış; aynı zamanda geleneklerden de bahsetmiştir. 23 Mart 1983 yılında evine yapılan baskın sonucunda 3 gün nezarethanede kalacağı söylenen Aliya, gece yapılan sorgularla 100 gün nezarethanede kalmıştır. Başka bilim insanları ve düşünürlerle beraber Aliya, Genç Müslümanlar Grubu’nu yeniden örgütlemek suçlamasıyla 14 yıl hapse mahkum edilmiştir. Bu olay "Saraybosna Davası" olarak da geçmektedir. Hapis süreci, 1988'de uluslararası baskının da etkisiyle son bulmuştur.

Kasım 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılması, tüm Doğu bloğunda kökten değişimlere sebep olmuştur. Özellikle komünist yönetimlerde felç etkisi bırakmıştır. Aliya İzzetbegoviç ve dava arkadaşlarının kurduğu, 27 Mart 1990 yılında bir basın toplantısıyla duyurulan SDA yani Demokratik Eylem Partisi; Bosna halkında büyük bir yankı oluşturmuş, Komünist rejim bu meydan okumaya karşı gelememiştir. Diyanet İşleri, gayriresmi olarak bu partinin şube açılımlarına destek vermiştir.

26 Mayıs 1990 tarihinde, SDA'nın kurucular kurulunda Aliya İzzetbegoviç besmele ile başladığı konuşmasını bitirirken bir ulusun karşı koyuşunu haykırıyordu. 18 Kasım 1990'daki seçim, SDA'nın kısa sürede kazandığı gücün kanıtıydı. Parlamentodaki 240 sandalyenin 86'sı SDA'nın olmuş, Aliya İzzetbegoviç ise cumhurbaşkanı koltuğuna oturmuştu.

Yugoslavya yıkılmaya başlayınca Bosna'da ayrılık rüzgarları baş gösterdi. Yugoslavya'nın birlik ve beraberlik içerisinde yaşamını sürdürmesini isteyen Aliya'nın aksine Sırplar, bu beraberlik isteğine karşı çıkmış ve Sırplar dışında kimsenin orada kalmasını istemediklerini belirtmişlerdir. Aliya, cumhurbaşkanı olarak dizginleyemediği bu ırkçılığı direniş komutanı olarak tarihe gömmüştür.

17 Haziran 1991'de Slovenya'da savaş patlak verdi ve sonrasında Slovenya, Yugoslavya'dan ayrıldı. 1992 yılının Mart ayında Bosna Hersek’te yapılan referandum, bağımsızlığı onayladı. 6 Nisan 1992'de önce Avrupa, ardından ABD Bosna'nın bağımsızlığını kabul etti. Bağımsızlık ilanının ardından Sırplar harekete geçerek 3 yıl sürecek olan savaşı başlattı.

3 yıl boyunca ülke, kan ve vahşet çukuruna dönmüştü. Bu savaşta 250.000 şehit verilmiş, 1000'e yakın Osmanlı eseri tahrip olmuş, 1.000.000'un üzerinde insan sakat kalmış ve yine 1.000.000'un üzerinde insan göç etmek zorunda kalmıştır. Ancak 14 Aralık 1995 yılında imzalanan "Dayton Barış Antlaşması" ile savaş sona ermiştir. Bu antlaşmayla ilgili olarak Aliya, "Haksız bir barış imzaladık fakat insanların ölmesindense herhangi bir barış daha iyidir." ifadelerini kullanmıştır.

Savaşın ardından, 14 Eylül 1996 yılındaki seçimlerde, Aliya İzzetbegoviç tekrardan cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. 13-14 Eylül 1998'de devlet başkanlığı seçimlerinden yine zaferle ayrılmıştır. Hayatını insanlığı yaşatabilmek uğruna yaşayan Aliya İzzetbegoviç, ardında78 yıllık bir öğüt bırakarak 19 Ekim 2003 tarihinde tertemiz sonsuzluğa yürümüştür.

Rümeysa Er

Çelebi IV. Kademe Öğrencisi