Modern Bir Fabl: Fantastic Mr. Fox

Image
  • 23 Şubat

  Pek çoğumuzun Charlie’nin Çikolata Fabrikasının yazarı olarak tanıdığı ve çocukların eğlenceli ve renkli dünyasına edebiyatıyla katkıda bulunmasıyla ünlü Roald Dahl’ın kitabından uyarlanarak sinemaya kazandırılmış bir film Fantastic Mr. Fox ya da Türkçe adıyla Yaman Tilki. Filmi bu yazıda bir Çelebi gözüyle ele alacağım.

Kendine has sinematografisiyle kült filmler ortaya koyan Oscar ödüllü bağımsız yönetmen Wes Anderson’ın  stop-motion tekniği ile oluşturduğu filmin senaristliğini ise Marriage Story ve Barbie gibi ses getiren popüler filmlerden tanıdığımız  Noah Baumbach üstlenmiş.

Bir çocuk kitabından uyarlanmasına ve animasyon olmasına rağmen kesinlikle çocuklar için diyemeyeceğimiz bir film Fantastic Mr Fox. Hatta Çelebi kampında topluca izlediğimiz bu film başladığında salonda pek çok noktadan duyduğum şey çocukken onlara izletilen bu filmin ne kadar korkunç ve sıkıcı olduğuydu. Ben de çocukken izlemeye çalıştığım bu filmi bitirememiş ve sadece sıkıcı bir animasyon diye düşünerek yarıda bırakmıştım. Çocukken bende bıraktığı pek hoş olmayan izlenimlerin etkisiyle yine sıkılacağımı düşünerek başladığım bu film hakkında yanılmışım oysaki.

Öncelikle seslendirme kadrosunda bulunan George Clooney ve Meryl Streep gibi pek çok usta ismin gözükmemelerine rağmen oyunculuklarını oldukça gerçekçi bir biçimde hissettirmesi ve yönetmen Wes Anderson’un stop-motion tekniğiyle çektiği halde yüz ifadesi ve mimikleri seyirciye çok ustaca aktarması sayesinde film gerçek oyuncularla çekilmiş gibiydi. İzlediği filmlerde ilk izlenime önem veren benim için bu, filmi izleme isteğimi arttırmada fazlasıyla önemli bir rol oynadı.

Filmde tilkiler odak noktası olsa da porsuk, fare ve kunduz gibi pek çok hayvan türü de bize eşlik ediyor. Hayvanlar ve insanların karşı takımlarda olup mücadele ettiği olay akışının başlangıç noktası insanların açgözlü, hırslı ve zalim oluşu. Vermek istediği mesajlarla modern bir fabl da diyebiliriz filme. Ayrıca hayvanların tıpkı insanlar gibi gazete okuyan, avukatlık ve emlakçılık gibi mesleklerle uğraşarak geçimini sağlayan hatta çatal ve bıçak kullanarak yemek yiyen canlılar olarak tasvir edilmesi de bunu destekler nitelikte.

Kümeslerden tavuk çalarak yaşamını sürdüren Bay Fox eşinin hamile olduğunu öğrenmesiyle düzenli bir hayata geçiyor. Ancak maceradan uzak ve onu tatmin etmeyen işi yüzünden sıkkın ve bunalımlı bir halde. Ayrıca yaşadığı yeraltı evinden dolayı da kendini fakir hissediyor ve bir ağaç eve taşınmak istiyor. Hatta biz insanların sürekli farklı hissetmeye çalışması gibi sorunlara da sahip tilkimiz. Ki bana kalırsa farklı hissetmeye çalışma özelliğini bir hayvana yüklemek filmin diğer pek çok davranışa yaptığı gibi muzip bir eleştiri.

Bay Fox, Ağaç eve taşındıktan sonra “kötü” insanların çiftliklerinden tekrar hırsızlık yapmaya başlayarak insan-hayvan savaşına sebep oluyor bir nevi. Tüm bu mücadeleler sonucunda zaferle evlerine dönerken yaman tilkimiz en büyük korkularından biri olarak nitelendirdiği kurtla karşı karşıya geliyor. Ancak bu sahnede birbirlerine karşı uluyan tilki ve kurt yumruklarını havaya kaldırarak beraberlik ve zafer mesajları veriyor. Filmin son sahnesi ise Bayan Fox’un hamile olduğu haberini vermesiyle bitiyor tıpkı başladığı gibi. Yeni bir canın dünyaya gelmesi, film boyunca da mesajı verildiği gibi yeni bir farklılığın hayat bulmasıyla.

Son olarak film hakkındaki düşüncelerimi toparlamak istiyorum. Aynı başkarakteri gibi farklı olmaya çalışan bir filmdi. Ancak bence seyircisini içinde bulunduğumuz dünyayı ve yaşamları düşünmeye iten ve dolu dolu bir doksan dakika yaşatan bu film yetişkinliğe geçiş sürecinde olan bizlerde yetişkinlerin dünyasına dair yaptığı tespitlerle de anlamlı ve güzel bir yer edindi.

Neva Duran

Çelebi IV. Kademe Öğrencisi